HAFİF YAĞMUR
SABAHA KALAN SÜRE
Dünya genelinde karmaşık stratejilerle oyunlar kurulduğu gözlemleniyor.
Bu oyunlar, tuzaklarla dolu bir ortamda oynanmakta olup, hedefleri hiç şüphesiz ki kendilerine hizmet eden sistemler oluşturmak.
Ülkeler arasında açık bir savaş sürerken, masum insanların üzerinde kirli tuzaklar kurularak, savaşlarına devam ediyorlar. Bu durumu kahpece bir yöntemle gerçekleştiriyorlar.
Peki bu güç odakları kimdir?
Şüphesiz ki bunlar, Seküler-Küreselciler ve Pagan-Putperestlerdir.
Zaman zaman bir araya gelip oyunlarını birlikte oynamakta, çoğu zaman da tek başlarına, aynı toplumlarda kendi otoritelerini kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bu oyunları ve tuzakları çıkarımlarına hizmet edecek şekilde inşa ediyorlar.
Tıpkı fillerin sebep olduğu çimlerin zarar görmesi gibi, mazlum insanlara zarar vermekte.
Amaç tüm taraflar için geçerli olan, yeryüzünde egemenliği sağlamak.
İşin acı tarafı, bu tepkimelerden en çok zarar görenlerin, olayların farkında olmayan masum insanlar olmasıdır.
Bu oyunlar sırasında, sürekli olarak mazlum halka kural ve ahlak empoze ederken, kendileri kural tanımaz bir tutum sergiliyorlar.
Bu süreçte ahlak, kural, vicdan yoktur; burada yalnızca otorite ve köleleştirilmiş toplumlar oluşturma çabası söz konusu.
Son günlerde Hindistan ile Pakistan arasındaki çatışmalar bu davranış biçiminin en bariz örneklerinden biridir.
Keşmir coğrafyasında, bilinçli bir şekilde çözümsüzlüğü sürdürürken, karmaşık tuzaklarla daha şiddetli bir oyun sahaya sürülmekte.
Bu tuzakların amacı, kanser hücreleri gibi etrafa yayılmakta ve yeni çatışma noktaları yaratmaktadır.
Burada asıl amaç, Hindistan ve Pakistan halkları arasında bir çatışma yaratmak değildir. Onlar yalnızca birer araçtır.
Asıl mücadele, Seküler ve Pagan güçler arasında saklıdır; bu iki grup, görünürde ayrı düşse de, nihayetinde karşılarındaki vicdan sahibi toplulukların tehdit oluşturmasının farkındadır.
Bu nedenle, savaş alanı sadece bir hücre ya da organ olarak değil, tüm vücut olarak yorumlanmalıdır.
Daha geniş oyunların ve hedeflerin bulunduğu ortamda, oynanan oyun her zaman daha karmaşık ve çok katmanlıdır.
Yalnızca otoriteyi ele geçirme hedefi taşımamakta; bu çatışmalar, başka yerlerde gerçekleştirmek istedikleri daha büyük trajedilerin provasını yapmaktalar.
Güç dengelerini görmek ve kimin ne kadar güçlü olduğunu tespit etmek istemekteler.
Gazze’de planladıkları erken birtakım gelişmeleri gerçekleştirilemediği gibi, süreçleri de başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Bu durum onları çileden çıkarmaktadır.
Yeryüzünde bu güçlere karşı duran, vicdanını savunan ve zulme karşı çıkan topluluklar, az sayıda olsa da varlığını sürdürmektedir.
Bu vicdan sahibi gruplar, fili ayakların altında çim olmaktan kurtulmanın yollarını aramakta ve orman olmaya çabalamaktadır.
Sürekli olarak güç oluşturup insanlık onurunu savunmak için harekete geçerken, sabırla hazırlıklarını sürdürmektedirler.
Doğumun zamanı geldiğinde, bu güç odaklarına karşı yerlerini alacaklardır.
Bunun ne zaman gerçekleşeceği belirsiz, ama bu doğumun yaklaştığına dair hisler yoğunlaşmaktadır.
Oyunlarından geriye dönüşte
Bildirimler