DOLAR 38,1588 0.3%
EURO 43,6101 1.61%
ALTIN 3.957,732,27
BITCOIN 3177940-1.84443%
Bolu

HAFİF YAĞMUR

19:48

AKŞAMA KALAN SÜRE

Seküler Akımlara Dikkat: Geçmişten Günümüze Etkileri

Seküler Akımlara Dikkat: Geçmişten Günümüze Etkileri

ABONE OL
Nisan 6, 2025 16:14
Seküler Akımlara Dikkat: Geçmişten Günümüze Etkileri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu yazıda polemiğe girmeyeceğim. Kim oldukları ya da isimleri benim için kayda değer değil; buna dair bir açıklama yapmayacağım.

Burada önemli olan, bu kitlenin düşünce yapıları, hedefleri, mücadele yöntemleri ve ulaştıkları sonuçlardır.

Amacım, detaylara boğulmadan ana hatlarıyla basit terimler kullanarak durumu açıklamak. Okuyucular bu satırları okudukça, muhtemelen akıllarında bu isimleri canlandıracaklardır.

Artık tanınmadıklarını biliyoruz; hem geçmişte hem de günümüzde, kendilerini açıkça ortaya koyuyorlar.

Yazımın amacı, bu tespitler üzerinden günümüze ışık tutmak ve gelecek planlamaları hakkında bilgi sunmaktır.

Bu tespitlerle, tarihin bir döngüsü olarak tekrar eden durumları daha net görebiliriz.

Çünkü halihazırda varlıklarını sürdürüyorlar ve yüksek sesle kendilerini ifade ediyorlar; her köşeden çıkarak biz buradayız demeye devam ediyorlar.

Bunu neredeyse her gün yaşamakta ve gözlemekteyiz.

Bu bağlamda, yaşadığımız coğrafyada ve etki alanındaki diğer bölgelerde, bu akımın köken aldığı dönemlerdeki devlet yapısını ve geldiği noktayı, toplumun inanç ve davranış biçimini ortaya koymak istiyorum.

Eğer bu noktalar net bir şekilde anlaşılırlarsa, günümüzdeki gelişmeleri daha iyi yorumlayabiliriz.

Bu zemini oluşturduktan sonra, toplumda ve yönetimsel yapıda varlığını hissettiren bu coğrafyanın seküler kesiminin inanç yapısını ve davranış biçimini de irdeleyeceğim.

Bu coğrafyanın asli unsurları, neden Tanrısızlığa yöneldiler, buna karşı niçin direnemediler? Bu soruların yanıtlarını anlamak için bu bilgileri bilmek büyük önem taşıyor.

İlk aşama, Avrupa’daki sekülerlerin düşüncelerinin ve hedeflerinin ne yönde evrildiğini inceleyerek, bu yapının çıkış noktasından günümüze kadar geldiği süreci ortaya koymak olacaktır.

Artık yazıya başlayabiliriz.

Her şeyden önce, bu düşünce yapısının insanlık tarihiyle iç içe olduğunu unutmamalıyız.

İblise boyun eğen insanlığın bir kısmı, gökyüzünden inen sözlerin bir anlam taşımadığını her zaman açıkça ifade etti. Hayatlarını akıl ve bilime dayandırarak, kendi nefisleri doğrultusunda şekillendirdiler.

Tanrı’nın varlığı da yokluğu da tartışma konusu oldu; eğer Tanrı varsa müdahale etmeyebilir, yoksa zaten söz konusu bir problem yoktur diyerek yaşamlarını sürdürdüler.

Bu inanç gerçeğini bilmek, yakın tarihte bu düşüncenin başlangıç noktasını anlamak için önemlidir; böylelikle olayların daha iyi anlaşılmasını sağlanabiliriz.

Bir tarih vermek mümkün olsa da, dönem olarak tanımlamak daha sağlıklı olacaktır.

Avrupa’daki Rönesans ve Reform hareketleri, kilisenin insanlar üzerindeki baskısını fırsat bilerek, “birlikte Tanrısız bir dünya” oluşturma çabası içinde olan bu kitle, etkisini Avrupa’nın dört bir yanına yaymıştır.

Bu süreç, mazlum insanların üzerindeki güçlerin karşılıklı çatışmaları ile geçmiştir.

Tanrınızın ne olduğu kavgasını bir kenara bırakın, bilim ve akıl mevcutken Tanrılara ihtiyaç var mı diye ortalığı karıştırdılar.

Bir tarafta pagan-putperest Avrupa toplumu, diğer tarafta kilise ve seküler yapı, kendi otoritelerini toplumlar üzerinde tesis etmek amacıyla insanlığa saldırmaktan çekinmediler.

İnsanlık, bu surecin acı ve kanlı geç

Nilay Elverici


En az 10 karakter gerekli