Salatı bir oyun olarak görenler!
Hazırlıklarınızı yapmanız veya yapmamanız tamamen sizin tercihiniz. Ancak dikkatli olun, hedefi olmayan bu kandırmaca oyununuz, yani oyunbozanlığınız, nihayetinde kendiniz ve kandırdıklarınız için sonlanmak üzere.
İnsan olarak Rabbimize verdiğimiz sözü unuttuk ve oyunbozanlık yaptık.
Sözde oyunbozanlığımızın sonucunda, karşılaşacağımız hayal kırıklıkları çok yakında gözler önüne serilecektir.
Bu gerçekleri görmeyi başardığımızda, geçmişteki hatalarımızı sorgulamakta gecikmeyeceğiz. Pişmanlık duyguları ise sadece Rabbimiz için bir anlam taşıyacak, belki de kimseye fayda sağlamayacaktır.
Salatı anlamak, ona göre bir yol çizmek, yürüyüşümüzü salat sahibine yönelik gerçekleştirmek hayati bir öneme sahip. Pișmanlık duymamak için bu yolda sağlam adımlarla ilerlemek gerekiyor.
Acelenin peşine düşmeden, mükemmeli aramadan yola çıkmalıyız. Vicdan ve yürekle, kararlı ve istikrarlı bir şekilde ilerlemeliyiz. Oraya nerede varacağımızı yalnızca Rabbimiz bilir, ama istek ve çaba yeterlidir.
Salatı bir vicdan tatmini aracı olarak görmemeli, bunu bir alışkanlık veya moda haline getirmemeliyiz.
Ubeyd ve beraberindeki arkadaşları, sürekli zulüm altında olanlara salat üzere olduklarını ifade ederken, bu durumu sadece ritüel ibadetlerle sınırlı tutan bir anlayış içindeler. Gelin, bu tür aldatmacı oyunların bir parçası haline gelmeyelim.
Eğer umrede lüks içinde sözde ibadet yaparken, orada gözyaşı döküyor, bizler ise kan akıtıyorsak, bu tavırları sorgulamak zorundayız. Sizler gözyaşlarınızda kaybolurken, bizler kan göllerinde boğuluyoruz.
İşte bu nedenle, kendinizi bu sahte oyunların içine hapsetmeyin. Onurlu bir şekilde mücadele etmeye geçelim.
Sevginizin temize çıkması, timsah gözyaşları dökerek sağlanamaz. Bu gözyaşlarının dökülmesiyle övünmemek gerektiğini unutmamak lazım, çünkü bu aldatmacalarla Rabbimizi kandıramayız.
Özellikle, eliniz yağda balda iken, dökülen gözyaşları sadece geçici bir süs olacak. Tıpkı timsahların avına üzüldüğü için değil, daha iyi sindirebilmek için gözyaşı dökmesi gibi.
Bizler de bu sahte gözyaşlarıyla gerçek gündemimizi gizlemeye çalışmamalıyız.
Ey Aliya, bugün mezarının başında sana omuz verip seninle hasret gidermek hoş bir anı oldu. Ubeyd’in çağrısını düşündüm, bir an umutsuzluğa kapıldım; fakat sonrasında geleceğe dair umutlar belirdi gözümde.
Seninle birlikte salat üzere olan dostlarının mücadelesi aklıma geldi. Ardından aynı yolda ilerleyen Ubeyd ve arkadaşlarını düşündüm. Sizler, Filistin topraklarında yaşanan zulmü daha önce tecrübe ettiniz.
Bugün yaşanan zulüm hâlâ devam etmekte. Fakat uzun bir aradan sonra, sizin gibi yürekli dostlar yeniden sahneye çıkıyor. Onlar da bu yolda ilerlemeye devam edecek.
Sesinizi duyuyor, yüreğimin derinliklerinde hissediyorum. Sizin yaktığınız ateş, Ubeyd ve arkadaşlarının mücadelesi ile birleşerek yeryüzünde yankı bulmaya devam edecek. Oynanan tüm oyunlara rağmen bu ateşin sönmesine izin vermemelisiniz