Masa kuruluyor!
Yeni dünya düzenine dair tartışmalar ve çatışmalar sürerken, kurgunun tarafları nihai noktayı belirlemek için harekete geçtiler.
Kırbaç sahiplerinin bir masa etrafında toplanma çabaları, İstanbul’da bu masa kurulacak mı sorusunu akıllara getiriyor.
Peki, bu gruplar arasında bir uzlaşma sağlanabilecek mi? Bunu zaman gösterecek.
Belki de yazım tamamlanmadan bu masa zaten kurulmuş olacak.
Kurulan oyunların ve entrikaların nihai hedefi, otoritenin paylaşımına ulaşmak.
Bu süreçte, bir de topaç olarak adlandırılan bir figürün yer alması gerekiyordu.
Bu figür de Zelenski’den başkası değil.
O bu paylaşımın merkezinde bulunacak ve kırbaç sahipleri, topaçı çevirdikçe dikkatleri bu dönüş içinde tutarken, istedikleri paylaşımı gerçekleştirecekler.
Tüm bunlar sadece göz boyama çabasından ibaret.
Kurulacak masanın şekli, küreselcilerin son hamlesi ile belirlendi. Keşmir’de yapılan girişimler, bu güçlerin otoritelerini paylaşmak istemediklerini gösteriyor.
Küreselciler etkilerini artırmak amacıyla Hindistan’ın geniş coğrafyasını kullanmaya çalıştı, ancak bu planları başarısız oldu.
Vicdan sahibi insanları tuzağa düşürme çabaları boşa çıktı, bu sınırı aşamadılar. Eğer aşsalardı belki de putperestlerle bir anlaşmaya gideceklerdi.
Fakat ikili bir masaya oturma arzuları da gerçekleşmedi ve bu hamle başarısızlıkla sonuçlandı.
Daha önce ki yazılarımda bu kurgunun mimarlarını ortaya koymaya çalıştım. Kırbaç sahiplerinin kimler olduğunu net bir şekilde tanımamız gerekiyor.
Kimdir bu kırbaç sahipleri?
İlk grup, seküler-küreselcileri temsil eden İngiltere, Çin ve bunun arkasındaki silahlı güç olan Rusya ile sözcüsü Putin.
İkinci grup, pagan-putperestleri temsil eden Avrupa ve Vatikan ile onların destekçisi Amerika ve sözcüsü Trump.
Son olarak, vicdan sahibi toplumlardan bahsediyoruz. Bu gruplar, zulme ve adaletsizliğe karşı durmaya çalışan Türkiye ve sözcüsü Erdoğan ile temsil edilmektedir.
Elbette bu ülkelerin düşünce yapıları ve politikaları arasında tam bir uyum yoktur. Küreselcilerin hâkim olduğu alanlarda da bu çekişme ve vicdani seslerin yükselmesi devam etmektedir.
Dinamizmler zaman zaman değişiklik gösterebilir, ancak yönetim kademelerinde duruşlar netleşiyor gibi görünmekte.
Bu masanın kurulmasına kadar herkes kendi paydaşlarıyla temas kurup güçlerini kontrol etti. Hedef, yürüyebilecekleri toplumu canlı tutmaktı.
Putin, Çin’e giderek küresel sermayenin merkezlerine görünürlük sağladı ve büyük yatırımlar aldı.
Trump, Orta Doğu’daki putperest prense tek tek danışarak güç elde etti. Kendisine bağlı olan prensesler, bu hizmetlerini itiraf ettiler.
Erdoğan ise, vicdan sahibi toplumları motive etmek için yoğun çaba harcayan bir lider olarak öne çıkıyor.
Öne çıkan gelişmelerden biri de, tarihte ilk kez bir Amerikalı kardinalin Papa seçilmesi ve İznik’e yapacakları ziyarettir.
Bu durum, pagan-putperestliğin dünya üzerindeki kurumsal gücüyle bir güç gösterisi yapma çabası olarak yorumlanıyor.
Pavlus’un tarihi, inançları dönüştüren ilk kişi olarak bu durumu sembolize ediyor.
Artık masanın kurulma zamanı geldi
News
