DOLAR 39,1011 0.04%
EURO 44,4609 0.52%
ALTIN 4.202,411,95
BITCOIN 4237957-0.01038%
Bolu
28°

AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

İstanbul Depremi: Acil Önlemler Alınmalı!

İstanbul Depremi: Acil Önlemler Alınmalı!

ABONE OL
Nisan 28, 2025 14:05
İstanbul Depremi: Acil Önlemler Alınmalı!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İstanbul’da, 23 Nisan Çarşamba günü saat 12.49’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, toplumda yeniden korkuları gün yüzüne çıkardı.

Düzce gibi çevre illerin de hissettiği bu sarsıntı, beklemek yerine acil önlemlerin alınması gerektiğini açıkça gösterdi.

Benzer şekilde, 23 Kasım 2022’de Gölyaka merkezli 5.9 büyüklüğündeki deprem de Marmara Denizi’nde gerçekleşen sarsıntı gibi büyük hasar ve can kaybına neden olmaktan kaçındı.

Bu durum, hem umut verici bir gelişme hem de dikkate alınması gereken bir uyarı niteliğinde.

Türkiye, üç farklı aktif fay hattıyla çevrili bir ülke konumunda. Bunlar; Doğu Anadolu Fay Hattı, Batı Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı olarak sıralanıyor.

Bu üç büyük fay hattının üzerinde yer alan iller, deprem riski açısından en çok tehdit altında olan bölgeler arasında yer alıyor. Bu nedenle, ülkenin geniş bir kesiminde afet riski bulunması, depreme dayanıklı şehirlerin inşasını zorunlu kılıyor.

23 Nisan’dan bu yana uzmanların açıklamaları geniş manşetlerle ön plana çıkarılmakta. Sosyal medya üzerinden aslı astarı bilinmeyen pek çok bilgi paylaşılıyor. Her sarsıntıda ekranda gördüğümüz tanınmış akademisyenlerin söylemleri, ya endişeyi artırıyor ya da “Büyük deprem olmayacak!” umudunu aşılayarak rahatlatıyor. Ancak, bu durum ‘Her an bir yıkım yaşayabiliriz’ gerçeğini değiştirmiyor.

Doğayla oynamanın sonuçları ağır olabiliyor. Yangınlar, seller, heyelanlar, kuraklık ve depremler gibi iklim kriziyle bağlantılı afetlerin sayısı son 50 yılda beş katına çıktı. Hava kirliliği, su kaynaklarının kıymetinin bilinmemesi, verimli arazilerin sanayiye açılması ve yeşilin yerini betonun alması gibi nedenlerle doğal felaketlerle yüz yüze geliyoruz.

1999 yılında meydana gelen iki büyük depremin ardından Düzce’de hala riskli yapıların varlığı, afete karşı hazırlıkta eksik kaldığımızı gösteriyor. Hiç kimse, 17 Ağustos’tan sonra Düzce’nin daha büyük bir felaketle karşılaşacağına ihtimal vermemişti fakat ne yazık ki bu yaşandı. Bu da gösteriyor ki, her an deprem olabilirmiş gibi sağlam kentleşme şarttır!

Düzce’deki mevcut yapı stoğunun %70-80’inin 1999 Depremi sonrasında yapıldığı için, 23 Kasım 2022’deki depremde hiçbir can kaybı olmamıştır. Ancak, hala risk taşıyan hasarlı binaların varlığı, burada yaşayanlar için tehlike oluşturuyor.

Açılan davalar, hak sahipleri arasındaki anlaşmazlıklar ve uzun bürokratik süreçler nedeniyle Düzce’de kentsel dönüşüm çalışmaları oldukça yavaş ilerlemekte.

Artık ertelemek için zaman yok! İstanbul’daki büyük sarsıntı, tüm vatandaşlara ve devlet yetkililerine sorumluluk alma gerekliliğini bir kez daha hatırlattı.

Devlet ve toplum, işbirliği içinde gerekli tedbirleri almalı ve depremin yaratabileceği hasarları en aza indirmek için adım atmalıyız. Bu sayede, depremle korkarak değil, hazırlıklı bir şekilde yaşamayı öğrenebiliriz.

Nilay Elverici


En az 10 karakter gerekli