HAFİF YAĞMUR
SABAHA KALAN SÜRE
Yaşadığınız coğrafya kaderinize yön veren bir unsurdur. Güzellikleriyle dolu bir coğrafyaya, parlak bir geleceğe sahip olmamızın yanında, bu potansiyeli değerlendirmek için yeterince çaba gösterebilir miyiz? İşte burada sıkıntılar baş gösteriyor.
Bölgenin önde gelen akıllı insanları, önemli kararlar almakta, fakat bu kararların insani ve İslami değerlere uygun olup olmadığını sorgulamak kaçınılmaz. İleri görüşlülük ve büyük düşünmek, bu değerlerin ne derece dikkate alındığıyla doğrudan bağlantılı.
Düzce’nin tarım alanlarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu gerçeği göz ardı edilmemeli. Memleketimiz, sanayi ve hava kirliliğiyle boğuşurken, Antalya’da yerli ata tohumları üzerinde çalışmalar gerçekleştiren Ali Uzun adlı bir gencimiz, Düzce’nin geleceği için umut ışığı oldu.
Ali Uzun, Düzce Üniversitesi’nde tarım konusundaki tecrübelerini akademik kadro ve öğrenci grubuyla paylaşıyor. Bunun yanı sıra, tarım alanında mücadele veren bir Tarım İl Müdürü de mevcut. Bu ve benzeri isimler, tarıma katkı sunmakta, ama belki de çoğunun adını bile duymadık.
Düzce’nin yarını, tarım ve turizm alanlarında şekillenecektir. Bu sadece bir söylem değil; Ali Uzun, Düzce Tarım A.Ş. projesini başlatarak 40-50 dönüm arazide karpuz ve kavun yetiştirme çalışmalarına başladı. Ürünler için satış garantisi de mevcut.
Akçakoca’nın Yeşilköy’ünden gelen Ali Uzun, Bursa’dan gelen bir Tarım İl Müdürü ile el ele vererek değişimi hedefliyor. Düzce’nin kaderini değiştirecek bir liderin varlığı söz konusu. Ancak, toplumun ekonomik ve siyasi güçleri bir araya gelmediği sürece bu potansiyeli hayata geçirmek de zorlaşıyor.
İlginç bir şekilde, sadece 200 kilometre ötede Sakarya bir tarım bölgesi haline geliyor. Bu durum, Düzce’nin tarım alanlarının ihtiyacı olduğu destek ve projeleri daha da önemli kılıyor. Çünkü, Düzce’ye 25 milyon nüfuslu bir bölgeden gelen tarımsal girdiler, hiç de azımsanacak bir maliyet çıkarıyor.
Efteni Gölü çevresinde yapılan sıcak su sondajları, Düzce için büyük bir fırsat sunabilir. Ancak Çilimli’deki belediye başkanı, bu projeleri bir kenara atıp cami yerinin satışını tercih etti. Termal su ile tarımsal üretim yapılarak, önemli bir piyasa yaratmak mümkün olabilirken, başka alanlara yönelmek anlaşılır bir durum değil.
Düzce’nin tarımının desteklenmesi gereken bir nokta var. Düzce’nin potansiyelini değerlendirecek organizasyonlarla, ilçe belediyeleri ve özel sektör bir araya gelmezse, bu fırsatlardan yararlanmak hayal olacaktır.
Düzce’deki tarım arazilerini imara açmak ise büyük bir hataya işaret ediyor. Darıcı ve Sarayyeri’ndeki tarımsal arazilerin imara açılmasının ciddi sonuçları olabilir. Bu durum, Düzce’yi yönetenlerin düşünceleriyle ilgili endişeleri artırıyor.
Düzcespor için harcanan kaynakların, Düzce’nin tarım ve turizmine yönlendirilmesi halinde büyük değişimlerin olabileceği bir gerçek. Şehrin dinamiklerini güçlendirme adına attığımız adımlar, köklü sonuçlar doğuracaktır.
Tabii ki, bu tür haya etme çabaları sırasında yapılması gereken en önemli şey, herkesin bir araya gelip ortak bir paydada buluşmasını sağlamak. Ancak bu şekilde Düzce’nin geleceği için umut ışığı yakılabilir.
Bu hafta Cuma günü saat 20.00
Bildirimler