Emniyetin “Her suçlu, ardında mutlaka bir iz bırakır” prensibine dayanarak çalışan iz inceleme ekipleri, suç mahallinden elde ettikleri izleri bilimsel yöntemlerle analiz ederek suçlulara ulaşmayı hedefliyor.
Ekipler, olay yerinde bıraktıkları ayakkabı izlerinden, suç mahallinde kullanılan bıçak gibi aletlerin bıraktığı izlere, araçların lastik izlerinden şüpheli veya kaçan araçların bıraktığı izlere kadar çok çeşitli alanlarda detaylı incelemeler gerçekleştiriyor.
Elde edilen net ve kesin bulgularla çalışmalarını sürdüren ekipler, kırılmış parçaları bir yapboz gibi bir araya getirerek suçların aydınlatılmasına katkıda bulunuyor.
Küçük bir iz bile “beyaz önlüklü” polislerden kaçmıyor
İz İnceleme Şube Müdür Vekili Başkomiser Simla Yılmaz, açıklamalarında 10 bölgede bulunan polis laboratuvarında iz inceleme çalışmaları yapıldığını belirtti.
Yılmaz, “Maddi delil ve bulguları teknolojik yeniliklerle inceleyerek adaletin sağlanmasına yardımcı olmak bizim için önemli.” diyerek, laboratuvarlarda dört temel alanda faaliyet gösterdiklerini ve “Her suçlu, ardında mutlaka bir iz bırakır” anlayışıyla hareket ettiklerini ifade etti.
Özellikle hırsızlık vakalarında şüphelilerin kullandığı aletlerin detaylı incelendiğini dile getiren Yılmaz, bu incelemelerde 60 kat büyütme kapasitesine sahip makroskop cihazlarının kullanıldığını açıkladı.
Laboratuvarın birbirinden bağımsız olayları da inceleme kabiliyetine sahip olduğunu aktaran Yılmaz, bu konu hakkında şu bilgileri verdi:
“ROBOT KÖPEK” ENVANTERE GİRDİ
“Suç konusu bir tabancadan hem parmak izi hem de DNA profillemesine yönelik analizler, ayrıca balistik incelemeler ve üzerindeki seri numarasının orijinal olup olmadığı gibi konular laboratuvarımızda ele alınıyor. Yani karmaşık olayları tek bir çatı altında inceleme fırsatına sahibiz.”
“Adaletin sağlanmasından kaçış yok”
Ölümlü ya da yaralamalı trafik kazalarında, aracıyla olay yerinden kaçan kişilerin yakalanmasında iz incelemenin önemi üzerine de vurgulayan Yılmaz, “Olay yerinde düşen bulgularla daha sonrasında yakalanan araçların izlerini karşılaştırarak, bu bulguların çarpan araca ait olduğunu ispatlıyoruz. Böylelikle adaletin tecelli etmesini sağlıyoruz.” şeklinde konuştu.
Cinayet soruşturmalarında en küçük bir parçanın bile kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu durumda yapılan incelemelerin hayati rol oynadığını örnekle açıkladı:
“Bir cinayet olayı kapsamında, failin kız kardeşini bıçaklayarak öldürdüğü bir durumdan bahsedebilirim. Adli tıp doktorları, ölen kişinin kafatasında parlak bir parça buldu. İşte bu, olay yerinde bir bıçağın ucu kırılmış biçimde bulunduğu ile ilişkilendirildi. Kafatasındaki mikron seviyesindeki metal parçasının, kırık bıçaktan koptuğu tespit edildi. Böylece cinayet silahı belirlendi ve cinayeti işleyen kişinin kardeşi olduğu ortaya kondu.”
Araç alım satımında dikkatli olun
Motor şasi numarası
News
