AÇIK
SABAHA KALAN SÜRE
İBB Skandalı, Türkiye’nin siyasal tarihinde oldukça önemli bir yere sahip. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın görevden uzaklaştırılması ve tutuklanması ile birlikte, CHP yönetiminin yargı süreçlerini değersizleştirme çabaları dikkat çekiyor. İçlerinde yaşanan bilgi ve belgelerin ifşası, parti yetkililerinin meseleyi hükümete ve Cumhurbaşkanı’na atma çabalarına rağmen, bu durum kamuoyunda tartışmalara yol açtı. CHP’nin üst düzey yöneticileri, “darbe ve cunta” söylemlerine sığınarak, yaşananları milletin gözünden kaçırma stratejileri izliyorlar.
Ekrem İmamoğlu’nun verdiği cevaplarla ilgili olarak, “Bana Bakan, ben de Atatürk’ü görür!” şeklindeki ifadesi sonrası, CHP içinden bir tepki gelip gelmeyeceği merak ediliyordu. Bu konunun muhatabı olan bir CHP’li, İmamoğlu’nun sözlerini sert bir dille eleştirmiş bulunuyor.
Bu kişi, Bitlis önceki dönem İl Başkanı ve Kurultay Delegesi olan Veysi Uyanık. CHP Parti Meclisi Üyeliği görevine seçilen Hakan Uyanık’ın babası olarak da dikkat çekiyor. Uyanık, şaibeli kurultayla ilgili ifade vermiş ve seçim sürecinde para dağıtıldığını, alışveriş kartları verildiğini öne sürmüştü.
Kendi ifadeleriyle;
“Bana Bakan Atatürk’ü Görür” ifadesini şiddetle reddediyorum.
• Ekrem İmamoğlu’nun bu iddiası, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yapılan bir saygısızlıktır. Atatürk’ün adını siyasi çıkarları için kullanma cüretini gösteren bu zihniyet, CHP’nin kurucu değerleriyle bağdaşmamaktadır.
• İmamoğlu’na baktığımızda, devrimci ruhun değil, İstanbul’daki kayyum skandallarının ve belediye kaynaklarının kötüye kullanımının izlerini görmekteyiz.
• Parti yönetiminin bu duruma sessiz kalması, partinin değerlerine ihanet niteliğindedir. Atatürk’ün partisi, bir belediye başkanının kişisel egosunu tatmin etmek için kurulmadı. Bugün CHP, İmamoğlu’nun bu söylemlerine olumlu tepki verirken, bu suskunluk partimizi zayıflatmaktadır.
• Uyanık, sadece bir uyanık yeter diyerek gerçek CHP’lilerin bu duruma seyirci kalmayacaklarını belirtiyor.
• Atatürk’ü anmak ve onun fikirlerini savunmak, ülkenin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmasını sağlamayı gerektirir.
• İmamoğlu’nun bu ifadeleri siyasi rant için bir malzeme haline getirmenin ötesinde değerlendirilmeli.
• CHP yönetimi ya bu çürümüş zihniyetle mücadele edecek ya da tarih önünde bunun hesabını vermek zorunda kalacaktır.
Uyanık, aynı zamanda kurultayda yaşanan şaibeli iddialar hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun süreli liderlik döneminin ardından nasıl bir ihanetle karşılaştığını, kendi bölgesinin delegeleri üzerinden aktardı.
38. Olağan Kurultayı sırasında, Bitlis delegesi Uyanık’ın tanık sıfatıyla verdiği ifadeye göre, kurultaydan hemen önce İstanbul’daki bir toplantıda Özgür Karabat tarafından destek isteği ile bilgilendirildi. İmamoğlu’nun delegeleri ikna etmesi için uğraştığı ve burada karşılığında ne tür imkanlar sunulduğu açıkça ifade edildi. Uyanık, özellikle oy için para dağıtımı ve alışveriş kartları konusunda detaylar verdi.
Uyanık ayrıca toplantı sırasında yaşanan diğer gelişmeleri de aktardı. Bu süreçte, kurultay delegelerine para ve market kartlarının dağıtıldığı ve bunun kendisi için nasıl bir yükümlülük oluşturduğu belgelerle ifade edildi.
Günlerdir yaşanan olaylar, CHP yönetiminin iç yüzünü ortaya koyarken, bu eylemlerin demokrasi ve halk iradesi açısından ne anlama geldiği daha net bir şekilde anlaşılmaktadır.
Uyanık’ın açıklamaları,
Bildirimler