DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Düzce’de gerçekleştirdiği temaslar kapsamında bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın yönlendirdiği sorulara yanıt veren Babacan, yerel medyanın önemine dikkat çekti.
“İyi ki yerel basın var”
Babacan, ulusal basında sık sık maruz kaldıkları sansür sorununa da değinerek, “Medya konusunu her zaman gündeme getiriyoruz; iyi ki yerel basın var. Türkiye’de yerel basın, daha rahat bir yayıncılık yapabiliyor. Çünkü Ankara’daki büyük radar sistemine takılmıyor. Bu radar sistemi, genellikle yalnızca büyük medyayı izleyip, bu medya organlarının bizimle ilgili yaptığı haberlerde baskı uyguluyor. Hükümeti destekleyen kanallar, bize yer vermemekte kararlı. Her gün basın açıklamaları yapıyor, milletvekillerimiz konuşmalar gerçekleştiriyor, fakat bunlar destekleyici basın tarafından yer bulmuyor. Dolayısıyla TRT gibi kamu kuruluşu da, 5 yıl boyunca bir kez olsun DEVA Partisi Genel Başkanı olarak benimle yayına çıkmadı. Covid döneminde yalnızca ‘Ali Babacan Covid oldu’ diye bir haber yapıldı” dedi.
“Rakiplerini kendi elleriyle büyütmekten korkuyorlar”
Babacan, hükümetin özel televizyon kanallarını baskı ya da teşvik yoluyla yönetme çabalarına da değinerek, “Buralarda da bizim için bir görünürlük yok. Çünkü korkuyorlar; ‘Ali Babacan’ı ya da DEVA Partisi’ni gösterirsek, milletten olumlu bir ilgi görecekler ve kendi rakiplerimizi büyüteceğiz.’ Başka medya organlarıyla daha rahat çalışabiliyoruz, ancak iktidarın kontrolündeki medya organlarında daha az yer bulabiliyoruz. Sosyal medya ise başka bir mecra. Bizim bu platformlarda etkin bir şekilde var olmamız gerekiyor. Özellikle Youtube, Türkiye’deki televizyon kanallarının izlenme oranına eşdeğer bir kitleye ulaşmamızı sağlıyor. Bizi takip edenler, mutlaka bir yerlerden bize ulaşıyor. Ama daha fazla insanımıza ulaşmak ve kendimizi duyurmak için çalışmalar yapmalıyız” şeklinde konuştu.
“Ekonominin sıkıştığı, insanların da boğulduğu bir döneme doğru gidiyoruz”
Babacan, ülke genelindeki yüksek faiz oranlarının her kesimi zor durumda bıraktığını ifade ederek, “Ticaret hayatı şu anda çok sıkıntılı. Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret ettik ve birçok esnafla ayaküstü görüşmeler gerçekleştirdik. Yüksek faiz, esnafın en fazla zorluk yaşadığı bir dönemdir. Esnaflar, ‘parası olan bankada faiz kazanıyor, alışveriş yapmıyor’ dile getiriyor. Yüksek faiz, parayı bankaya çekiyor ve alışverişi engelliyor. Ayrıca, bankalara borcu bulunan sanayiciler, esnaf ve çiftçiler de yüksek faiz yüzünden zarar ediyor. Yüksek faizlerin, ekonomiyi durgunlaştırdığı ve alışverişin azaldığı bir dönem yaşıyoruz. Kredi kartı kullanan vatandaşların ödediği faiz, aile bütçesini zor durumda bırakıyor. Maalesef bu yüksek faiz döneminin içindeyiz ve sıkışıklık giderek artıyor” ifadelerini kullandı.
“Düzce’de emekli ve esnaf dertli”
Düzce’deki gözlemlerine de değinen Babacan, emekli ve esnafın ekonomik sıkıntılardan dert yandığını belirtti. “Düzce’de ilk olarak Merkez Büyük Camisi’nin bulunduğu meydanda emekli vatandaşlarla bir araya geldik. Cuma namazından sonra esnafla sohbet ettik. Emekliler, ’14 bin TL maaş ile geçinmek imkansız’ diyor. Ekonomik sıkıntılar yüzünden Düzce’deki emekli ve esnaf, ‘İnşallah işler bir gün toparlar’ diye sabırla bekliyor. Bugün Düzce’de alışveriş yapanların sayısının düşük olduğunu gördük
News
