DOLAR 39,2875 -0.11%
EURO 44,7841 -0.54%
ALTIN 4.175,92-1,41
BITCOIN 41124461.03285%
Bolu
25°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

106 Yılda Kurtuluşun Anlamı ve Eğitimdeki Sorunlar

106 Yılda Kurtuluşun Anlamı ve Eğitimdeki Sorunlar

ABONE OL
Mayıs 20, 2025 18:27
106 Yılda Kurtuluşun Anlamı ve Eğitimdeki Sorunlar
0

BEĞENDİM

ABONE OL


Tam 106 yıl önce, Gazi Mustafa Kemal’in o dönemin halifesi ve Osmanlı padişahı Vahdettin Han tarafından memleketi kurtarma misyonu ile yola çıkması, Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur.

KURTULUŞ MEŞALESİ’NİN ÜZERİNDEN 106 YIL GEÇTİ

Tarihçiler ve akademisyenler bugünü sıkça ele almış olsa da, bilinen bir gerçek var: O gün İstanbul’dan Samsun’a yapılacak yolculuk, bir devletin işgal altında bulunduğu bir dönemde gerçekleşmiştir. İngilizlerin kontrolü altındaki Osmanlı İmparatorluğu, Mustafa Kemal ve ekibini bu şekilde yola çıkardı. Bir İngiliz istihbaratçısının ifadesiyle, “Mustafa Kemal ve ekibinin son derece zeki ve uzman kişilerden oluştuğunu” vurguladığı bu süreç, memleketin kaderinde belirleyici olmuştur. Bandırma Vapuru ile 19 Mayıs 1919’da Samsun’a iniş yapılan o günde, karşılarında bir İngiliz subayı bulmaları ise durumu daha da ilginç kılmaktadır. O yolculuk ve ardından gelen mücadele, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının zeminini oluşturmuştur.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ OLARAK GELENEĞİ BOZAMADIK

Gelecek perspektifi açısından, Türk devletlerinin kökeni, atamız Metehan’a uzanmaktadır. Metehan’ın soyunun devamı olarak, Nuh’un oğlu Yafes’ten gelmekteyiz. Türk tarihi boyunca kurulan devletlerin, ilk yüzyılda dünya dengelerinde önemli rolleri olmuştur. Ancak Türkiye Cumhuriyeti olarak bu geleneğe uygun bir şekilde ilerlemek mümkün olmamıştır.

Konuya dair derinlemesine incelemeler yapıldığı zaman, Gazi Mustafa Kemal’in kendi doğal sebepleriyle vefat etmediğine dair güçlü delillerin bulunduğu da ifade edilmektedir. Memleket, kurulmuş ancak dünya çapında 1, 2, 3 veya 4 olma hedeflerine 100 yılda ulaşamamıştır. Bunun arkasında yatan sebepler ise oldukça çeşitlidir.

Dünya, bir başkent belirleyecek olursa bu mutlaka İstanbul olacaktır. Asya ve Avrupa’nın kesişim noktasında yer alan bu şehir, ayrıca hilafetin merkezidir. Ancak, içten ve dıştan gelen tehditler, Türkiye’nin beklenilen seviyeye ulaşamamasında önemli bir rol oynamıştır.

İleriye yönelik umutlar beslenmekte; her 19 Mayıs, milletin dirilişi için bir vesile olarak değerlendirilmektedir.

İBRİKÇİBAŞI MANTIĞIYLA GELİŞEMİYORUZ

Kalkınma ve büyüme sürecinde, “ibrikçibaşı” mantığının bizi ne denli etkilediği de gözler önüne serilmektedir. Osmanlı döneminde su ihtiyacını karşılamak adına, belirli bir düzenin uygulanması gerekiyordu ve burada tayin edilen bir ibrikçibaşı, organizasyonun sorumluluğunu üstleniyordu. Bu durum, günümüzde geniş anlamda gelişimimizi sınırlayan bir zihniyetin sembolü haline gelmiştir.

EĞİTİM SİSTEMİMİZ EZBERCİ VE İDEALLERDEN UZAK

Eğitim sistemimize bakıldığında, ilkokuldan liseye kadar süregelen ezberci bir yaklaşım ön plana çıkmaktadır. Her toplumda yemek yemenin bir adabı, yaşamın belli kuralları varken, bizde sistematik bir eğitim anlayışının olmaması dikkat çekmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki eğitim yapılarıyla kıyaslandığında, bizim sistemimizde adeta dokunulmayan yer kalmamıştır.

Gelişmiş ülkelerde eğitilen bireylerin gelişiminde, Türkiye’deki eğitim sisteminin yetersiz kaldığı açıktır. Eğitimde yapılan sürekli değişiklikler, öğrenme süreçlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Milli Savunma ve Milli Eğitim Bakanlıkları dışında bağımsız bir sistemin oluşturulması zorunludur.

Son olarak, eğitim anlayışımızı şekillendiren değerler ve ruh ile birlikte

Nilay Elverici


En az 10 karakter gerekli