Japon Yüksek İnşaat Mühendisi ve Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, “Deprem ile Yaşamak” konulu konferansta Türkiye’nin deprem tehlikesi altında olan bölgeleri değerlendirdi. Bingöl, Karlıova, Muş ve Bitlis gibi bölgeler için uyarılarda bulunan Moriwaki, Türkiye’deki depremlerin tarihçesini ve mevcut durumunu ele aldı.
Moriwaki, Türkiye’deki depremlerin domino etkisi yarattığını belirtti. 1939 Erzincan depreminden başlayıp, 1941 Tokat depremi ve 1999 Gölcük depremine kadar gelen bir zincirin oluştuğunu söyledi. Bu domino etkisinin Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde büyük hasarlara neden olduğuna dikkat çekti.
Depreme karşı alınacak tedbirlerin önemine vurgu yapan Moriwaki, bu önlemlerin can kaybını ve hasarı büyük ölçüde azaltabileceğini belirtti. Bireyler, kurumlar, hükümet ve belediyelerin işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Binaların yaşını öğrenerek gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin deprem haritasına değinen Moriwaki, Türkiye’nin 81 ilinde seminerler verdiğini belirtti. Iğdır’ın 2. derece tehlikeli bölgede bulunduğunu ancak büyük depremlerin yaşanmadığını söyledi. Fay hattı bölgelerinde deprem riski olduğunu hatırlatarak, her zaman tedbirli olunması gerektiğini vurguladı.
Moriwaki, Maraş Depremi’nin yıkıcı etkisini örneklendirerek, depremlerin göründüğü kadar küçük olabileceğini ancak büyük bir güce sahip olabileceğini açıkladı. Bingöl’deki depremlerin hala büyük bir enerji birikimi oluşturduğunu belirtti.
Türkiye’deki yüksek can kaybına dikkat çeken Moriwaki, Türkiye’nin depremde dünya üçüncüsü olduğunu belirtti. Bu durumun üzücü ve endişe verici olduğunu ifade etti. Depremlere hazırlıklı olmanın önemine değindi.
Deprem riskinin yaygın olduğunu belirten Moriwaki, Adana’dan Kıbrıs’a kadar olan bölgenin deprem riski taşıdığını ve bu bölgede depremler yaşandığını söyledi. Konya, Karaman ve Niğde gibi riskli bölgelerde depremlerin meydana geldiğini vurgulayarak, deprem öncesinde toprak yükselmelerinin uydularla kontrol edilmesi gerektiğini ekledi.
News
