AÇIK
SABAHA KALAN SÜRE
ANKARA-BHA
Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından beş Orta Asya devleti, bağımsızlıklarını kazanmasının üzerinden 33 yıl geçmiş durumda. 2025 yılına yaklaşırken, bu genç uluslar hâlâ bağımsızlıklarının temellerini pekiştirme ve sürdürme çabaları içerisinde. Bağımlılık döneminin acılarını hisseden bu ülkeler, zaman geçtikçe birbirlerinden uzaklaşmış durumda. Ancak varlıklarını koruyabilmek ve hem iç hem de dış tehditlere karşı savunma yapabilmek için birleşmekten başka yolları bulunmamakta.
ZORUNLU BİR SORU: ORTA ASYA’NIN YOLU KİMİNLE?
Küresel güç dengeleri hızlı bir şekilde değişiyor. Amerikalı yeni bir başkan göreve başlarken, Rusya’nın mevcut savaş koşulları sürüyor; Çin ise ekonomik etkisini giderek artırıyor. Bu çalkantılı dönemde Orta Asya’nın geleceği, ülkelerin izlediği politikalar çerçevesinde şekillenecek. Ancak öne çıkan bir soru mevcut: Orta Asya, kendi iç potansiyelini bir araya getirebilecek mi?
BİRLİĞE GİDEN YOL NEDEN ÖNEMLİ?
Orta Asya’da “Birlik, güçtür” anlayışı sadece bir söylem olmaktan öte, bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Enerji kaynakları, su yolları ve stratejik ticaret yolları ile öne çıkan bu bölge, zenginliklerini koruyabilmek ve uluslararası arenada daha etkili olabilmek adına ortak bir tutum geliştirmek zorundadır. Bu durum, ekonomik iş birliğinin yanı sıra, kültürel ve sosyal bağların da güçlendirilmesini gerektiriyor.
ORTAK TARİH, ORTAK GELECEK
Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen ve Tacik topluluklarının ortak tarihi, deyim ve atasözlerinde hâlâ yaşamaya devam ediyor. Ancak bu kardeşlik bağı, gündelik yaşamda ve uluslararası ilişkilerde arzu edilen seviyeye ulaşmış değil. Spor müsabakalarındaki rekabet bile, ulusal gurur ile ilişkili olarak bölge insanların birbiriyle mesafeli kalmasına yol açıyor.
ORTA ASYA RÜYASI PROJESİ: TANIŞARAK BİRLİK
El-Farabi Kazak Milli Üniversitesi’nin “Bölgesel İlişkilerin Analizi” araştırma merkezi tarafından hayata geçirilen “Orta Asya Rüyası” projesi, bölgenin yeniden tanınması ve birliğin kuvvetlendirilmesi adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Proje, 2025 itibarıyla bilimsel platformlarda ve sosyal medya kanallarında etkinlik göstermeyi hedefliyor. Amacı ise, bölgenin kazanımlarını ve dünya medeniyetine yaptığı katkıları ön plana çıkararak, Orta Asya ülkelerinin birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlamak.
TANIMA VE BİRLİĞE ÇAĞRI
Orta Asya’nın beş ülkesi, birleştiğinde güçlü bir birlik oluşturabilir. Ancak bu, öncelikle birbirini tanımakla mümkün hale gelecektir. Örneğin, Victor Hugo’yu bilen bir Kazak, Sadriddin Ayni’yi de tanıyorsa; Mukhtar Auezov’u bilen bir Türkmen, Said Ahmad Husankhodjaev’in eserlerini de okuduğunda, bu durum kültürel birliğin kapılarını aralamış olacaktır.
HAYALLER GERÇEK OLABİLİR Mİ?
“Birlik” ideali, güçlü bir Orta Asya’nın anahtarı niteliğindedir. Bu toprakların insanları, tarih boyu ortak bir kader paylaşmıştır. Şimdi, bu kaderi daha güçlü hale getirmek ve geleceği şekillendirmek adına birlikte hareket etme zamanı gelmiştir. Orta Asya Rüyası, bu hedefe ulaşmak için bir başlangıç oluşturabilir. Beş kardeş ülke, birbirlerinden öğrenerek ve ortak bir ideale bağlı kalarak, uluslararası alanda hak ettikleri yeri elde edebilir.
Bildirimler