BHA DIŞ HABERLER
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, görev süresinin sona ermesi dolayısıyla Belçika’da düzenlenen veda programında önemli açıklamalarda bulundu.
German Marshall Fund (GMF) tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Stoltenberg, görev süresince NATO’nun her zamankinden daha güçlü ve önemli hale geldiğini vurguladı. Stoltenberg, “2014 yılında Genel Sekreter olarak göreve başladığımdan bu yana dünya derin değişiklikler yaşadı. Rusya’nın Kırım’ı hukuksuz biçimde ilhakı, DEAŞ’ın yükselişi, Rusya’nın Ukrayna’daki tam ölçekli işgali, Çin’in artan rekabetçiliği, Covid pandemisi, sofistike siber saldırılar ve iklim değişikliğinin güvenliğimiz üzerindeki etkisi gibi pek çok olaya tanıklık ettik. Liste bu şekilde uzayıp gidiyor. Genel Sekreterlik görevim boyunca NATO’nun önemi sürekli sorgulandı ve ittifakın bölünmüş, modası geçmiş ya da beyin ölümü gerçekleşmiş olduğu iddia edildi. Ancak gerçek şu ki, NATO güçlü, birleşik ve her zamankinden daha önemli bir konumda” şeklinde konuştu.
Stoltenberg, NATO’nun son on yılda büyük bir değişim geçirdiğini, doğu kanadında binlerce NATO askerinin bulunduğunu, Karadağ, Kuzey Makedonya, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katıldığını ve Ukrayna’nın NATO ile daha önce hiç olmadığı kadar yakınlaştığını belirtti. “NATO Genel Sekreteri olarak hizmet etmekten gurur duyuyorum. Bu tarihi 10 yıl boyunca İttifakı yönlendirmekten mutluluk duyuyorum” dedi.
NATO’daki tecrübesi çerçevesinde, ittifakın gelecekteki başarısının anahtarı olarak beş önemli ders çıkardığını ifade eden Stoltenberg, bunlardan birincisinin barış için bedel ödemeye istekli olunması gerektiği olduğunu söyledi.
Çin Uyarısı
Stoltenberg, ikinci dersin özgürlüğün serbest ticaretten daha önemli olduğunu vurguladı. “Kısa bir süre önce birçok müttefik, Rusya’dan gaz almanın tamamen ticari bir mesele olduğunu düşünüyordu. Bu yanlış bir yaklaşımdı. Rusya, gazı bir silah olarak kullanarak bizi baskı altına almaya ve Ukrayna’yı desteklememizi engellemeye çalıştı. Aynı hatayı Çin ile yapmamamız gerekiyor” dedi.
Ukrayna’nın NATO Süreci
Üçüncü dersin askeri gücün diyalog için bir ön koşul olması gerektiğini belirten Stoltenberg, “Diyalog, ancak arkanızda güçlü bir savunma kapasiteniz varsa işe yarar. Bu durum, Ukrayna örneğinde oldukça net olarak görülmektedir” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’nın istikrarsız olduğu sürece Avrupa’da sürdürülebilir bir güvenlik tesis edilemeyeceğini vurgulayan Stoltenberg, “Aynı şekilde, Ukrayna NATO üyesi olmadığı müddetçe, orada kalıcı bir güvenlikten bahsedilemez. NATO’nun kapısı açık. Ukrayna NATO’ya katılacak” dedi.
Dördüncü dersin askeri gücün sınırlarını belirlemek olduğuna dikkat çeken Stoltenberg, “Bunu Afganistan’da net bir şekilde gördük. 11 Eylül terör saldırılarının ardından Afganistan’a müdahale etmek doğruydu. Askeri müdahalemiz Birleşmiş Milletler’in verdiği açık bir yetkiye dayanıyordu. Bu müdahale, ittifak genelinde geniş bir siyasi destek elde etti. El Kaide’yi zayıflatmayı başardık ve Afganistan’ın uluslararası teröristler için güvenli bir sığınak olmasını engelledik. Yani, misyonumuz boşuna değildi” açıklamasında bulundu.
Misyonun uzamasının bedelinin görüldüğünü ifade eden Stoltenberg, “2014 yılında NATO’ya katıldığımda, oradaki askeri varlığımızı birkaç yıl içerisinde sonlandırmayı ve siyasi bir ortaklığa dönüşmeyi planlıyorduk. Ancak yedi yıl sonunda hâlâ binlerce askerle oradaydık. Terörle mücadele odaklı başlayan misyon, büyük çaplı bir ulus inşa etme gayretine dönüştü” diyerek durumu değerlendirdi.
Taliban’ın ilerlemesinin, ayrılmanın doğru karar olduğunu gösterdiğini söyleyen Stoltenberg, “20 yıl sonra savaşı hala kazanamıyorduk. Taliban ilerleme kaydediyordu ve ayrıldığımızda, sorumluluğu üstlenecek birleşik bir Afgan otoritesi mevcut değildi” dedi.
Avrupa Uyarısı
Beşinci ve en önemli dersin, Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki bağın asla garanti görülmemesi gerektiğini belirten Stoltenberg, “NATO, taş üzerine kazınmış bir şey değildir. NATO, bilinçli tercihler ve siyasi iradenin sonucudur. Atlantik’in her iki yakasında da Amerika ve Avrupa’nın yollarını ayırması gerektiğini savunan sesler duyduk. Kısa vadeli ulusal çıkarlarla uzun vadeli iş birliğinin yerini almaz. Yalnızlık politikası kimseyi güvende tutmaz. Birbirine bağlı bir dünyada yaşıyoruz. Güvenlik tehditleri oldukça büyük ve rekabet çok şiddetli. Hiçbir ülke bu işleri tek başına halledemez. Transatlantik ilişkiye yatırım yapmak, ileriye dönük tek kazançlı yoldur” dedi.
Stoltenberg, Avrupalıların NATO olmadan Avrupa’nın güvenliğini sağlayamayacaklarını anlaması gerektiğinin altını çizerek, “NATO’nun savunma harcamalarının yüzde 80’i, Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerden gelmektedir. Bu sadece kaynaklarla ilgili bir mesele değil, aynı zamanda coğrafyayla ilgilidir. Güneyde Türkiye, kuzeyde Norveç ve batıda ABD, Kanada ve İngiltere olmadan Avrupa kıtasının güvenliğini tasavvur etmek imkansızdır” ifadesini kullandı.
Transatlantik ittifakın hem Avrupa’ya hem de ABD’ye büyük faydalar sağladığını vurgulayan Stoltenberg, “Hiçbir büyük gücün ABD kadar çok dost ve müttefike sahip olmadığını unutmamalıyız” diye ekledi.
Türkiye ve Yunanistan İlişkisi
Genel Sekreterlik süresince Türkiye ile Yunanistan arasındaki iniş çıkışlar sırasında NATO’daki durumu nasıl yönettiğine ilişkin bir soruya yanıt veren Stoltenberg, “Türkiye ve Yunanistan, son derece önemli iki müttefikimiz. Her iki ülke de NATO’da önemli bir rol oynamaktadır ve günlük olarak aldığımız kararlarda aktif bir şekilde yer almaktadırlar. Ortaya çıkan bazı farklılıklar, genellikle ikili diyalog yoluyla çözülmektedir. İki ülke arasındaki her görüşme ve diyaloğu memnuniyetle karşılıyorum. NATO, geçmişte diyalog ve farklılıkların ele alınmasına yardımcı olduğuna göre, gelecekte de bu rolü oynamaya devam edecektir” dedi.
Ege Denizi’ndeki deniz ve hava sahası üzerindeki olayları önlemek için bazı askeri yapılar oluşturduklarını belirten Stoltenberg, NATO’nun bu tür olayları önlemeye devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.