HAKAN BAKAR/SİVAS-BHA
Yıldırım Kaya, 14 Haziran 2025 tarihinde yapılan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavına dair görüşlerini paylaştı.
Kaya, sınavın, öğrencilerin bilgi ve yeteneklerinden ziyade sabır, strateji ve sınav pratiği üzerine yoğunlaştığını belirtti. Özellikle Türkçe ve Fen Bilimleri testlerindeki olumsuzlukların kamuoyunda tartışmalara yol açtığını ifade eden Kaya, bu durumun ölçme ve değerlendirme süreçlerinin adaletine yönelik sorgulamaları artırdığını dile getirdi. Türkçe testinin müfredatla örtüşmemesi ve tuzak soru yapısıyla öğrencileri zorlama amacı taşıdığına dikkat çekti.
Devlet okullarında eğitim alan öğrencilerin ciddi dezavantajlarla karşılaştığını vurgulayan Kaya, sınav sonrası binlerce öğrencinin gözyaşlarıyla okul bahçelerini terk etmesinin sadece akademik bir kayıp değil, derin bir psikolojik travmanın da göstergesi olduğunu aktardı. 7. sınıf konularının 8. sınıf sınavına eklenmesi ve soruların karmaşık yapısının, öğrencileri özel ders ve kurs almaya yönlendirdiğini ifade eden Kaya, bu durumun kamu okullarında eğitim gören çocukları sistemin dışına ittiğine işaret etti.
Fen Bilimleri Testi’nin içeriğinin bilimsel düşünceyi değil, okuma hızını ölçmek amaçlı düzenlendiğini savunan Kaya, uzun metinler ve karmaşık ifadelerle öğrencilerin fen bilgisi yerine okuduğunu anlama becerilerinin sınandığını belirtti. Uygulamalı bir ders olarak kabul edilen fen bilimleri, sınavda teorik karmaşaya boğulduğu yönünde eleştirilerde bulundu.
Kaya, mevcut sınav sisteminin eşitlikten çok eşitsizliği ölçtüğünü vurguladı. Sınav sorularının ders kitaplarıyla örtüşmediğini, devlet okulundaki öğrencilerin dezavantajlı bir duruma düştüğünü ve eğitimdeki bölgesel eşitsizliklerin daha da derinleştiğini belirtti. Ayrıca, öğrencilerin özel ders ve dershaneye bağımlı hale geldiğini ifade etti.
Eğitim sorunlarına çözüm önerilerini de paylaşan Kaya, öğrencilerin yetenek ve becerilerine uygun şekilde bilimsel yönlendirme ile liselere yerleştirilmesi gerektiğini savundu. Sınav sisteminin sürdürüleceği durumda, sınavların ders kitaplarına uygun hale getirilmesi ya da ders kitaplarının sınav sistemine göre yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kaya, “Adaletin olmadığı bir sistemde, sınavlar sadece öğrencinin zekasını değil, erişim imkanlarını ölçüyorsa, bunun adı fırsat eşitliği olamaz. Bu yaklaşımlar toplumsal adaletsizlikleri derinleştirir.” diyerek, çocukların başarıları üzerine odaklanılması gerektiğini ifade etti. Son olarak, laik, bilimsel, çağdaş ve kamusal bir eğitim anlayışı için adil ve şeffaf bir eğitim sisteminin inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
News
