İzmir Büyükşehir Belediyesi ile DİSK Genel-İş Sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, 23 bin işçinin geleceğini ilgilendiren bir uzlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine başlatılan grev, dördüncü gününde de etkisini sürdürüyor. İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir gibi belediyeye ait kuruluşlarda çalışan binlerce işçi, sabahın erken saatlerinden itibaren Kültürpark’ta toplandı. Halaylar ile seslerini duyuran işçiler, adil ücret taleplerini yineleyerek birlik mesajı verdiler.
Grevin dikkate değer anlarından biri, DİSK/Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül’ün Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’a yönelttiği sert eleştirilerdi. Gül, bazı siyasetçilerin emekçilerin sorunlarına kayıtsız kaldığını belirterek, Özcan’ı örnek gösterdi. “Bugün burada CHP’de olan, yarın hangi partide olacağı belli olmayan Tanju Özcan gibi siyasetçilerle karşı karşıyayız” diyen Gül, bu tür isimlerin emekçilerin gerçek sorunlarına sırt çevirdiğini vurguladı.
Dördüncü gününe ulaşan grev, ulaşım ve temizlik hizmetlerinde önemli aksaklıklara yol açtı. İşçiler, “Sadaka değil, toplu sözleşme” ve “Direne direne kazanacağız” sloganlarıyla taleplerini dile getirdiler. Ercan Gül, işçilerin taleplerinin göz ardı edildiğini ve halkla karşı karşıya getirilmek istendiğini belirtti. Ayrıca, yöneticilerin sadece brüt maaş rakamlarını açıklayarak kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını ifade etti.
Gül, maaş pazarlığı sırasında belediye yönetiminin halkın desteğini işçilere karşı kullanma çabasında olduğunu dile getirdi. “Kamuoyuna maaşlarımızı sormak istiyorsunuz, tamam soralım. Ama bürokratların maaşlarını da açıklayın, halk onları da görsün” diyerek şeffaflık talep etti. Bu durumun yalnızca emekçileri hedef gösterdiğini savundu.
DİSK/Genel-İş İzmir 9 No’lu Şube Başkanı Sedat Kenar, emeğin değersizleştirildiğini belirtti. “Güvenceli çalışma bir lütuf değil, temel haktır” diyen Kenar, çeşitli alanlarda hizmet veren işçilerin halkın yanında olduklarını hatırlatarak, “Biz depremlerde, yangınlarda, pandemide halkı terk etmedik. Ancak şimdi maaşlarımız pazarlık konusu haline getiriliyor” dedi.
Kenar, taleplerinin asgari düzeyde adaletli olduğunu ifade ederek, “Biz 80 bin TL ya da 100 bin TL istemiyoruz. Aynı işi yapan arkadaşlarımızla eşit ücret talep ediyoruz” açıklamasında bulundu. Grevin sona ermesi için üstlerine düşen tüm adımları attıklarını belirten Kenar, belediye yönetimini gerçeklerle masaya oturmaya davet etti. “Bu grev, İzmir halkına ve belediyemize zarar veriyor. Çözüm, karşılıklı adımlarla mümkündür” dedi.
Kenar, toplu sözleşmeden doğan hakların yılların mücadelesiyle kazanıldığını vurguladı ve bu hakların kimse tarafından geri alınamayacağını ifade etti. Emekçilerin kira, fatura ve kredi gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektiğini belirterek, “Çocuklarımıza harçlık veremiyoruz. Bu durum vicdanları yaralıyor” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.