“Hani diyor ya, topraktan geldik, toprağa gideceğiz.” Ben bugün kendi çabam ve Düzce Tarım (Düz-Tar) A.Ş.’nin kurucusu Ali Uzun’un yardımıyla kendi bahçemde ekmiş olduğum alandan sizlere sesleniyorum.
Tarla da kavun, karpuz, sebze ve benzeri ürünler yetişiyor. Damlama sulamayı gerçekleştirdik ve ürünler güzel bir şekilde gelişip verime girdi.
Bunu neden paylaşıyorum? Çünkü Düzce’nin muhteşem tarıma elverişli alanları sürekli olarak imara açılıyor. İmara kapatılmayan yerler ise organize sanayi bölgelerine dönüştürülüyor. Düzce’de organize sanayi kurulması gereken en uygun yerler Gümüşova ve Akçakoca. Diğer bölgelerin tarıma ve üretime zarar verdiğini düşünüyorum.
Akıl, ilim ve bilim, bu konuları ileriye taşıyacak unsurlardır. Uzman bir dostumuz çocukluğundan beri sebze yetiştiren biri olarak, “Siz Düzce’yi heba ediyorsunuz. Düzce Ovası’nı kaybediyorsunuz. Düzce’de tarım açısından muhteşem bir yapı mevcut fakat bunu değerlendiremiyorsunuz.” dedi.
DÜZCE’NİN DOĞAL İKLİMİ HOLLANDA’DA PARA HARCANARAK ELDE EDİLİYOR
Bir başka dostumuz, seracılık üzerine çalışan bir uzman, Hollanda ve Rusya örnekleri üzerinden Düzce’nin doğal avantajlarını vurguladı. “Buralarda seracılık için 200 bin dolar harcanıyor. Oysa Düzce’de bu iklim ve zemin doğal olarak var.” dedi.
Düzce’nin pH değeri ve nem oranı, bu tür çalışmalar için son derece uygun. Düzce, 30 milyon nüfuslu büyük bir metropolün tam ortasında bulunuyor ve bu özelliği ile tarımda önemli bir merkez haline getirilebilir.
Düzce’nin geleceği için dertlenenlerin bu konuda çaba göstermeleri gerekiyor. Düzce’de yapılan projeler var, ama bunları hayata geçirebilmek için cesaret ve irade gerekiyor.
Örneğin, Gölyaka’da bulunan termal su ile ilgili bir proje vardı, ancak mevcut belediye başkanı bu projeden vazgeçti. Yakup Demircan, bu konuda önemli bir başarı elde etmişti, ancak seçimi kazanamadı. Yine de bu projenin bölge için bir fırsat olduğunu unutmamak lazım.
Düzce’nin tarımda öncü bir konuma gelmek için potansiyeli büyük. Antalya’da seracılık yapılırken, Düzce de bu pazarda yer alabilir. Düzce’den İstanbul’a nakliye masrafı, Antalya’yı geçebilir.
NİMETİN KIYMETİNİ BİLMEYENE KÖLELİK BEKLER
Yaşadığımız bu nimetin değerini anlamakta güçlük çekiyoruz. Tarımda kazanmak için doğru ürünleri yetiştirmeliyiz. Bugün bir dönüm mısırdan elde edilen gelir 3-4 bin lira iken, sebze yetiştirdiğinizde bu miktar 25 bin liradan aşağı düşmüyor.
Tarımda bir dertli insan gerekiyor ki tüm bunları bir araya getirebilsin. Düzce’nin geleceğini yeniden inşa edecek insanların varlığına ihtiyacımız var. Her zaman söylediğimiz gibi, Allah tarımı ile meşgul olanlarımıza hayırlı kazançlar versin.
Hoşça kalın, dostça kalın, Allah’a emanet olun.
PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
News
